Technology, Transportation and Production

İnsanlık Olarak Yarattığımız Bütün Sorunları Çözecek Olan Ama Bizde Olmayan Aklı İcat Ettik: Yapay Zekâ

Çifte Devrimler olarak anılan 18. Yüzyıl ve onun gelecek güzel günlere dair yüreklerimize ekmiş olduğu ateşli umutlarından çok uzaklara düştüğümüzü söyleyebiliriz. İngiltere’de patlak veren Endüstri Devrimi ekonomi alanında bir devrim olarak kabul edildi uzun süre. Endüstri Devrimi’yle birlikte artan üretim malların ucuzlamasına ve böylece de dünyanın bütün aç ve yoksullarının doymasına yol açacaktı. Makineler fabrikalarda tıkır tıkır çalışacak, insanlar makinelerin hızına ve koşullarına uyum sağlayacak ve gerçekten de başarıldığı gibi dağlarca peynir, yığınlarca ipek, ekmek vs. üretilecekti. Ford Bandı’nda yerini alarak üretim için kendini tüketmesi beklenen “işçi” böyle doğmuştu. Fabrikalar işçileri, fabrikalarda çalışmak için kente göç eden yığınlar devasa kentleri, gittikçe kalabalıklaşan kentler modern pazarın şartlarını ve tüketimi doğuracaktı. Değişim o kadar baş döndürücü ve teknoloji ile yapılan yığınsal üretim o kadar etkileyiciydi ki Karl Marx İngiltere’nin sömürgesi Hindistan’da ipek dokuma ustalarının geleneksel tezgahlarda üretim yapmasını engellemek için sağ el baş parmaklarının kesilmesine karar verdiğinde bunun “üretim için” doğru olduğunu söyleyebilecekti.

Ne yazık ki çok da uzun sayılmayacak bir süre zarfında bu üretim çılgınlığının ekonominin sözde görünmeyen sihirli eli “arz-talep” dengesi tarafından fiyat denetiminin yapılmayacağı ve stoklarda biriken ürünlerin fiyatının ucuzlamaması için pazara sürülmek yerine yakılacakları, yok edilecekleri ortaya çıkacaktı. Hollanda’daki peynir dağları ateşe verilecek, ipek yığınları ömürleri kısalsın diye tuza yatırılacaktı. Böylece aç ve yoksulları doyurması ve giydirmesi gereken seri üretim bunu asla yapmayacaktı. Piyasanın oyun kurucuları olan patronlar buna izin vermeyecekti.

Öte yandan Fransız Devrimi ile insanın insana zulmü olan otokrasilerden sonsuza kadar kurtulduğumuzu düşünmüştük. Artık insanlar toplumun işlerini yürütecek, gerekli yasaları yapacak ve uygulayacak kişileri kendileri seçecekti. Sıradan ölümlü insanların sıradan ölümlü temsilcileri -her nasılsa– “yüce” parlamentolarda bu görevi alçakgönüllülükle yerine getirecek ve tüm yetki ve otoritesinin kendisini seçen halktan geldiğini asla unutmayacaktı. Daha ilk on yıllarında ‘kötü yola’ meyleden parlamenter demokrasiden umut kolay kolay kesilmedi. Kentle ve modern devletle birlikte ortaya çıkan kamusal alan ve bu alanda etkin olmaya başlayan basın önemli bir görev ifa edebilirdi. Yoldan çıkmaya meyleden hükümetleri halka jurnalleyebilir, halkın tepkisini hükümetlerin üzerine yönlendirebilir ve son kertede ipliği pazara çıkan seçilmişlerin bir kere daha seçilmemesi için bir denetim mekanizması görevi görebilirdi. Özgür basın yasama-yürütme-yargı ile birlikte ortaya çıkan denetim boşluğunu ve icraatlardan halkın haberdar olmasını sağlayacak sihirli değnekti.

Ancak gene asla çok da uzun olmayan bir zaman zarfında ortaya çıkacaktı ki kapitalizmin yarattığı kapital her şeyi olduğu gibi basını da satın alacak ve bünyesindeki iş kollarından, endüstri alanlarından biri haline dönüştürecekti. Nasıl ki küçük ev tezgahlarında elleriyle dokumacılık yapan Hintli ustalar tatlı tatlı olmayınca zor ile ehlileştirilmiş ve piyasaya hizmet etmeseler bile piyasanın ayağına taş koymaları engellenmişti, özgür basının özgür gazetecileri de aynı yoldan piyasanın yani kapitalist düzenin patronlarını üzmeyecek şekilde ehlileştirildiler. Günümüzde medya bırakın hükümetlerin halkın aleyhine icraatlarını halka duyurmak tam tersine hükümetlerin bu tür icraatlarını daha kolay yürütebilmeleri için bir hipnoz pandülüne dönüşmüştür.

Peki şimdi ne olacak? İnsanlık olarak bizi düştüğümüz bu çukurdan çıkaracak yeni umut kaynağımız ne? Bu sorunun tek bir cevabı var gibi görünüyor: Yapay Zekâ. Birçok bilim adamı çevre sorunları dahil insanlık olarak çözemediğimiz bütün sorunlarımızı çözecek olan ama bizde olmayan “aklı” icat ettiğimizi müjdeliyor. Benim çok ciddi kuşkularım var. Devam edeceğiz.

Show More

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button