HistoryTurkish

BOLŞEVİK İHTİLÂLİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE NEDENLERİ (III)

Bolşevik İhtilalinin Yaşanmasında Müessir Olan Bazı Unsurlar

 

İhtilalin Ekonomik Nedenleri

İhtilal öncesi Rusya’da yaşanan temel sorunlar arasında gösterilen köylülere toprak verilmesi ve bunun üzerine bazı çalışmalarda bulunulması ile birlikte yeni bir tarım reformu yapılmıştır. 1861 yılında beklenen reformun gerçekleşmesinin akabinde tarım reformunun köylülerin sıkıntılarını çözecek nitelikte olması beklenirken aksine köylülerin toprak üzerindeki hakları üzerine hiçbir çözüm yoluna gidilememiştir. Serfliğin kaldırılması ile birlikte özgürlüğünü eline alabilen köylüler iş özel mülkiyet talebine geldiğinde bu durum karşısında hiçbir hak iddia edememiştir. Öte yandan tarıma elverişli kasabalarda aileler arasında topraklar paylaşılmış ve reformla birlikte bu toprakların işletilmesine teşvikte bulunulmuş. Tüm bunlar yaşanırken II. Aleksandre’nin öldürülmesi imparatorluk içerisinde geniş yankı uyandırmış ve imparatorluğun gündemi uzun süre bu olayla meşgul olmuştur. Bu olay neticesinde reformun iyileştirilmesi veya reform 1906 yılına kadar unutulmuş ve gündeme gelmemiştir. 1906-1910 yılları arasında çok büyük derecede olmasa bile köylülere bazı haklar tanınmıştır. Bu haklar arasında toprak sahibi olan köylülerin tarım yerine sahip oldukların arazilerde işletmeler açabilme hakkını elde etmişlerdir ve ayrıca bu işletmeleri banka kredileri kullanarak yapmalarına da müsaade edilerek desteklenmişlerdir. Reform tarımsal alanların sadece %38 gibi bir alanını kapsıyordu ve ayrıca bu %38’lik kesiminde zengin köylülerden oluşuyor olması maddi açıdan kötü koşullardan olan köylüler açısından pekte iç açıcı bir reform olmamıştır. Reformun tüm köylüleri tatmin edebilecek koşullara ulaşması ortalama 25 yıla tekabül etmiştir ve Stolypine Reformu olarak bilinmektedir.(Çam, 1987 s.193).

1917 Şubat devrimi öncesi birçok politik gurup ve ihtilal yanlısı ordu mensupları olmasına rağmen devrimin yaşandığı sürecin tamamen merkezi olmayan ve kendi planları çerçevesinde halkın kendi başına gerçekleştirmiş olduğu devrim niteliğindeydi. Bu devrimi gerçekleştiren topluluğun genelini de köylüler ve işçiler oluşturmaktaydı. İşçiler şubat devrimi ile birçok burjuvazi olarak adlandırılan aile mensuplarını ve aileleri yok etmiştir. Romanov hanedanına son veren bu devrimin temel sebeplerinden biride sosyal adaletsizliği ortadan kaldırarak zengin ve fakir olan işçi ve köylülerin arasındaki çizgiyi yok etmekti. Bolşevik ihtilaline zemin hazırlayan bu durum Lenin önderliğinde işçi ve köylüler ile sosyal adaletsizliğin kökünü yok etmek amacıyla iktisadi sebepler neticesinde gerçekleşmiştir. Rusya’da iç savaş sürerken ülkedeki bütün politik ve muhalif düşüncelere karşı Bolşevikler ekonomik bir yol haritası veya yol planlaması yaptılar; Özel mülkiyeti yok etmek için uğraştılar, para yerine genel karne sistemi getirdiler, orduyu ve şehirlerde ki fakirleri doyurabilmek amacıyla zengin köylülerin tahıllarına el konuldu. Bunun yanı sıra ısınma ve barınma ihtiyacı karşılamak ve kamu alanlarında hizmet verebilmek adına kolektif bir çalışma sağlamayı amaçladı ve emek ordularını kurdular. Bu orduyu militarize etmek için fabrikalarda uyumalarını sağladı ve tüccarlar, eski çarlık yetkilileri, toprak ağaları, burjuvaziye karşı tam anlamıyla bir direniş hareketi başlatıldı.(Carr 2006, s.75), (Gündüz, 2005, s.2).

İhtilalin Politik-Siyasi Nedenleri

Politik sebepleri irdelendiğinde Çarlık rejimin iç politikada halktan uzaklaşmış olması ve yöneticiler ile halk arasında keskin bir tabakanın oluşması ve bunun akabinde savaş ile ekonomik sorunların başlaması birçok sıkıntıyı beraberinde getirmişti. Çarlık Rusya’nın savaşa büyük umutlarla ve kendinden emin bir şekilde girmesi ama Almanya’ya karşı vermiş olduğu hem dışta askeri kayıplar hem de içte yaşanan maddi sorunlar neticesinde karşılaşılan iç savaş havası Çarlığın bütün umutlarını boşa çıkarmıştır. Her savaşta olduğu gibi bu savaşın yaşandığı süreci de ekonomik faydaya çeviren bir kesimin zenginleşmesi diğer bir kesimin fakirleşmesi sonucunda yaşanan ekmek bulma sorunları sonucunda Lenin ile birlikte ‘’ Ekmek ve Barış’’ propagandası yapılmaya başlanmıştı. Günün siyasi atmosferinin getirileri ve götürüleri ile birlikte Lenin günün politik sentezlemesini yaparak enternasyonal sosyalizm ve Marx’ın düşüncelerinin içinde bulunduğu yeni bir sosyal toplum modeli inşasını başlattı.

Bolşevik İhtilalinin Rusya’da Lenin önderliğinde iktidara ulaşmasında başarıları göz ardı edilemeyecek bir diğer kesim ise şüphesiz devrimci bilince, toplum olabilme içgüdüsüne ve sınıfsal örgütlenmeye sahip olan kadın proleter sınıfıdır.(Caşın, 2002, s.106-107). (Gündüz, 2005, s.2).

İhtilalin Kültürel Nedenleri

Bütün devrimler genellikle yeni düzenin bir önceki düzenden kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasi olarak daha iyi koşullara ulaşabilmek maksadı ile gerçekleşir. Devrimden hemen sonra otoriter rejim bertaraf edilmiş olsa bile yeni gelen liberal ve demokrasiyi en iyi şekilde kullanabilecek hükümet biçimi için yapılan iktidar mücadeleleri tam anlamıyla devrim ile birlikte kazanılmış istikrarlı hükümet tablosu çizmekten uzak kalır. İktidar dengesizliğinin yaşanılmasının kaçınılmaz olmasının sebepleri arasında serbest iktidar mücadelesinin gruplar arasındaki rekabetinden kaynaklandığı da bilinmektedir. 1917 Ekim devrimi sonrası Lenin devrim sonrası süreçte iyi bir politika izlemiş ve tökezlemelerin önüne geçerek adına ‘’Halk Diktatörlüğü’’ dediği yeni bir yönetim şekli sunmuştur. Bu yönetim şekli mutlak monarşi yerine sırtını Marksizm’e dayayan yeni bir otoriter rejim inşa etmiştir.(Çam, 1987, s.192).Marksist düşünce yapısı uygunluk olarak daha çok sanayileşmiş ülkeler için geçerli olsa bile 1917 ekim devrimi öncesinde sahip olduğu Çarlık tecrübesi sayesinde tarıma dayalı olan Rusya’da uygulamada ciddi sorunlar yaşatmamıştır.

XX. yüzyıllar da Rusya da yaşanan sosyal gerginlikler Rus aydınlarının fikir eylemleri giderek artmış ve bu siyasi atmosfer ülkede ki aydınları bir araya getirmiş ve aynı paralel muhalif düşünce ekseninde buluşturmuştur. Fransız İhtilali sonucu dünyada yayılan hürriyetçi akım 1825 sonrası Çar yönetimini etkilemiş ve ayaklanmalara sebep olmuştur. Çarlığın bu ayaklanmalar karşısındaki acımasız ve mutlak kuvvet kullanımı aydınların geri planda kalmasına mecburiyet sağlamıştır ve onları gizli planlar yapmaya ve direniş için zemin aramaya itmiştir. Git gide artan Çarlığın baskıcı yönetimi günden güne daha fazla muhalifin ortaya çıkmasına sebep oluyor ve çarlığın sonunun geleceğinin tablosunu ortaya çıkarıyordu. (Gündüz, 2005, s.2).

İhtilalin Ulusal Nedenleri

Rus imparatorluğu farklı kültürleri, medeniyetleri ve milletleri içinde barındıran ve 1860’lı yıllara kadar etnik kökenlere bakılmaksızın tıpkı Osmanlı imparatorluğunun bir dönemler uyguladığı gibi hoş görü politikası uygulamış ve herhangi bir milliyetçi direnişe meyil vermekten kaçınmıştır. 1860’lı yıllardan sonra sosyal, kültürel ve ekonomik sıkıntılar sonrası milliyetçi akımların oraya çıkması ile birlikte Ruslaştırma politikasına gidilmiş ve bu politika farklı tepkiler ile karşı karşıya kalmıştır. Rus imparatorluğu ilk olarak milliyetçi direnişe 1830-1831 yılları arasında Polonyalıların başkaldırışı ile karşı karşıya gelmiş ve 1863-1864 yılları arasında bu direniş alevlenmiştir. Bu direnişin Rus düşmanı olan batılı devletler tarafınca destekleneceğini düşünen Polonyalılar, beklediği desteği bulamayınca başarısızlığa uğramıştır. 19.yy’da Finliler, Beyaz Ruslar, Litvanyalılar, Estonyalılar, Letonyalılar ve Ukraynalılar milliyetçi hareketlilikler sergilenmiştir. 19. Yüz yılın sonlarına doğru Ermenistan ve Gürcistan Çarlık Rusya karşısında bağımsızlık taraftarlarınca bir takım örgütlenmeler yükseliş göstermiştir.20.yy başlarında bağımsızlık girişimlerinde bulunan bir diğer etnik grup ise Azeriler olmuştur. Bunun yanı sıra ilk Türk kökenli grup iseVolgan Tatarları olmuştur. 1833 yılında Kırımlı bir Türk olan İsmail Gaspıralının yayımlamış olduğu Tercüman Dergisi içerik bakımından milliyetçiliğe teşvik eden yazımlar ile ilk adımı atmıştır. Bu sorunlar ile mücadele etmeye çalışanÇarlık Rusya milliyetçi akıma karşı daha da baskıcı politikalar izleyerek Ruslaştırma politikasını daha da şiddetli bir biçimde kullanmaya yönelmiştir.(Koç, 2007, s.3). (Gündüz, 2005, s.2-3).

Çarlık Rusya 1917 yılında emperyalist yayılmacı politikası ile Türk, Finli, Lehli, Ukraynalı ve Yahudilere karşı kültürel ve sosyal Ruslaştırma politikaları bu etnik kökenleri direniş ve başkaldırıya götürmüştür. Siyasi ve kültürel baskılar ile birlikte dini ve dili farklı olan bu uluslara yapılan Ruslaştırma politikası bu grupların Çarlık karşısındaki grupları ve muhalifleri desteklemesine itmiştir. Çarlığın sonunu getirecek olan ve sosyalist zemine sahip olan Bolşevikleri desteklemekten kaçınmayan bu etnik gruplar şüphesiz Lenin’in başa gelmesinde rol oynayan etkenlerdendir.(Ibid, 2005, s.2).

Devrim Sonrası Lenin Önderliğinde Bolşeviklerin Getirmiş Olduğu Yenilikler

Jülyen takvimine göre 25 Ekim, Miladi takvime göre 7 Kasım tarihlerinde Lenin önderliğinde Bolşevikler bütün devlet kurum ve kuruluşlarını herhangi bir direnişle karılaşmadan kontrolü altına aldı. Bolşeviklerin yönetimi ele geçirmesiyle birlikte köylüler ve işçiler lehine birçok yenilik yapıldı. Toplamda 150 milyon hektarlık tarım arazisi toprak ağalarının ve burjuvazinin elinden alınarak köylülere dağıtıldı. Bunun yanı sıra borçlu köylülerin tüm borçları geçersiz sayılarak silindi. İşçilerin çalışma saatleri 8 saate düşürüldü ve işsizler ve memurlar için ücretsiz olarak sağlık sigortaları yürürlüğe girerek uygulandı. Bankaların ve hesapların kamulaştırılması yapılarak, kiliselerin sahip olduğu tüm mal varlıklarına el konuldu. Herkesin inancının serbest yaşanabileceği vurgulanarak kilisenin devlet üzerindeki etkisi kırıldı ve laik bir devlet anlayışı ön plana çıkarıldı. Eğitim ve sağlık ücretsizleştirilerek eğitim zorunlu kılındı. Ocak 1918’de Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Rusya Sovyet’i kurulmadan önce Rusya topraklarında yaşayan ve Rus olmayan toplumlar için kendi kaderlerini belirlemesi ve ülke topraklarına bağlı kalıp kalmama konusunda seçim yapması doğrultusunda şanslar verildi. Bunun akabinde Finlandiya ve Polonya bağısızlıklarını kazandılar. Bolşevik temelli yeni yönetim iç işlerinde yeni politikalara giderken Ukrayna bağımsızlığını ilan etti ve Beyaz Ordu adıyla kurulan yeni bir Bolşevik karşıtı ordu 1918-1922 yılları arasında iç isyanlar başlattı. Totalde 1 bucuk milyon insanın öldüğü tahmin edilen bu savaşta Beyaz Ordu eski çarlık generalleri tarafından yönetiliyordu. Beyaz ordunun Fransa, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik devletleri tarafından desteklendiği düşünüyordu. Merkezi ve sağlam bir yönetime sahip olmayan Beyaz Ordu Bolşevikler tarafından Beyaz terör olarak adlandırıldı ve Bolşeviklere ait olan Kızıl Ordu tarafından yenilgiye uğradı. Kafkasya, Belarus ve Orta Asya’da iç karışıklıklar 1922’de Kızıl ordu tarafından giderildi. İç karışıklıkları ve iç problemleri gideren Bolşevikler 1922 yılında Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini resmen kurmuştur.

SONUÇ

Tarıma dayalı bir toplum olarak I. Dünya savaşında yerini alan Rusya, savaş başladığı dönemlerde 120 milyonluk bir nüfusa sahipti. Sahip olduğu 120 milyonluk yurttaşın 10 milyonluk bir kesiminin çoğunluğu fabrika işçileri olmak üzere tüm ülke işçilerinin nüfusuna tekabül ediyordu. Savaş başlamadan önce gelişen sanayileşme dünyanın hemen hemen her ülkesinde ilerleyiş kaydettiği gibi Rusya’da da sanayi özellikle Petersburg’da gelişmekteydi. Hal böyle olunca işçi sınıfının nüfusu da gün geçtikçe sayısal olarak artmaktaydı. Rusya’da ortaya çıkan işçi sınıflarının başkaldırısı ve direnişi diğer Avrupa ülkelerine ilham olmuş fakat Rusya’da sosyal demokrat kesimin savaş yanlısı tavır alması sonucunda Rusya’da varlığını çokta fazla sürdürememiştir. 1914-1916 yılları arasında tekrardan fitillenen Rus işçilerinin direnişi ‘’Kahrolsun Savaş’’, ‘’Kahrolsun Çarlık’’ ve ‘’Ekmek İstiyoruz’’ sloganları ile ekonomik yıkımın getirmiş olduğu sorunlar neticesinde politik sahalarda hareketliliklerin başladığının göstergesi olmuştur.

1917’ de Bolşevik tabanlı Lenin önderliğinde yaşanan Ekim devrimi öncesi ülke ekonomisi koca bir yıkım içerisindeydi. Halk kıtlık günleri ile açlıkla pençeleşirken, fabrikalar sürekli olarak kapanmaktaydı. Ülkenin yaşamış olduğu açlık ve sefalet durumu Çarlığa karşı her geçen gün muhaliflerin çoğalmasına sebep olmuş ve isyan kıvılcımı artmıştır. Bu durumu politik olarak doğru kullanan ihtilalci gruplar en doğru propagandalar ile ihtilale zemin hazırlamıştır. Tüm bu gelişmeler ele alınarak Bolşevikler politik-siyasi, kültürel, ekonomik ve ulusal kötü gidişatı göz önüne alarakEkim devrimini 1917 yılında gerçekleştirmiştir.1917 yılından sonra yaşanan sorunlar ve problemlerin Bolşevik temelli yeni hükümet ile birlikte işçiler, köylüler ve Rus olmayan diğer etnik kökenler için yapmış olduğu bazı yeniliklerde günümüzün Rusya’sının belki de ilk temelleri niteliğinde olacaktır.

Show More

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button